Sık Görülen Davranış Bozuklukları
Kaygı: Korku verici durumun çıkma ihtimaline karşı verdiğimiz tepkiler “kaygı” olarak tanımlanmaktadır. Kaygı sahibi çocuk genellikle tedirgin, gergin ve çok çabuk heyecanlanabilmektedir. Çocuklarda en fazla görülen kaygı, ayrılık korkusudur. Bu nedenle okula yeni başlayan çocuklar anneden ayrı kalma korkusu ile okula gitmek istemez. Çocuktaki bu ve benzeri kaygıları yenebilmek için; kaygının oluşmasındaki nedenler belirlenmeli ve çözüm yolları bulunmalıdır, temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği eğitim verilmelidir ve çocuğun kendine güvenmesi sağlanmalıdır.
Korku: Herhangi bir durum karşısında algılanan tehlike düşüncesi sonunda gösterilen tepki “korku” olarak tanımlanmaktadır. Çocukların korktukları şeyler yaş düzeylerine göre farklılık göstermektedir. İki yaşlarındaki çocuklar gök gürültüsünden korkanken, dört yaşlarındaki çocuklar karanlıktan korkabilirler. Çocuktaki korkuları yenebilmek için; öncelikle korkunun nedenleri belirlenmeli ve çözüm yolları bulunmalıdır, çocuk ile korkularının ne olduğu e nedenleri hakkında konuşulmalıdır.
Öfke Nöbetleri: Çocuğun söylediklerinin anlaşılmadığını düşündüğünde veya istediklerinin yapılmasında olumsuz tepkiler vermesi “öfke nöbetleri” olarak tanımlanmaktadır. Öfke nöbeti geçiren çocuk çığlık atarak, bağırarak dikkat çekmeye çalışır. Çocuktaki öfke nöbetini yenebilmek için; öfke nöbeti sırasında çocuğa müdahale etmemek ve ortamdan uzaklaşmak gerekmektedir.
İnatçılık: Çocuğun nedeni olmasa bile bir harekette ısrar etmesi “inatçılık” olarak tanımlanmaktadır. Çocuğun gösterdiği inat davranışa aynı şekilde karşılık vermek yanlıştır. Çünkü 18 aylık ve 4 yaş arasında gösterilen inatçılık normal bir davranış iken, ebeveynlerin bu davranışa inatlaşarak karşılık vermesi sonucunda bu çocuğun kişisel özelliği olarak kalmasına neden olur. Çocuktaki inatçılığı yenebilmek için; öncelikle çocuğun düşüncelerine, isteklerine saygı göstermemiz gerekmektedir, çocuğa hangi davranışlarına izin verilip verilmediği konusunda kendisi ile konuşulmalıdır.
Saldırganlık: Çocuğun olumsuz duygularını kontrol altına alamayıp, davranışa dönüştürmesi ve kendisine yada çevresine zarar vermesi “saldırganlık” olarak tanımlanmaktadır. Aile içerisinde anne ve baba sürekli kavga ediyor, sorunlarını konuşarak halledemiyorsa, birbirlerine ve çocuklarına karşı saldırgan davranıyorlarsa bu durumda böyle bir ortamda yetişen çocuğun saldırgan davranışlar göstermesi gayet doğaldır. Çocuktaki saldırganlığı yenebilmek için; aile bireylerinin birbirlerine karşı davranışları çocuk üzerinde direk etki yaptığından aile içerisinde tutarlı davranışlar sergilenmelidir, çocuğa sevildiğini hissettirmek gerekmektedir, çocuk başka çocuklar ile kıyaslanmamalıdır.
Utangaçlık: Çocukların diğer çocuklar ile beraberken veya konuşurken yaşadığı güven yetersizliği “utangaçlık” olarak tanımlanmaktadır. Utangaç çocuklar diğer çocukların yanında kendilerini rahat hissetmezler, öz güvenleri yüksek değildir ve genellikle tek başlarına oynarlar. Çocuktaki utangaçlığı yenebilmek için; kendi başına yapabileceği sorumluklar verilmeli, ihtiyaçları zamanında karşılanmalı, çocuk ile iletişim halinde olunmalıdır. Ayrıca aile çocuğa sıklıkla sevildiğini ve değerli olduğunu hissettirilmelidir.
Kıskançlık: Çocuğun sevilen bir kişiyi başkası ile paylaşamaması sonucu oluşan tepki “kıskançlık” olarak tanımlanmaktadır. Kıskançlık çocukların çevresi ile ilişkisini olumsuz etkiler. Kıskançlık duygusunu yaşayan çocuklar öfke, nefret ve öç alma gibi duyguları yoğun bir şekilde yaşar. Bu nedenle davranışlarında söz dinlemeyen, kurallara uymayan tutumlarda bulunurlar. Çocuktaki kıskançlık duygusunu yenebilmek için; çocuğun ihtiyacı olan ilgi ve sevgi yeterince verilmelidir, çocuk ile bolca zaman geçirilmelidir, anne ve babanın kesinlikle çocuklar arasında kıyaslama yapmaması gereklidir.